Bu kelime Anadolu Türkçesinde olup Türkçenin diğer lehçelerinde belki
başka kelime ile adlandırılmaktadır. Arapçada ‘tabir’ kelimesi ile ifade
edilmekte
ise de ‘deyim’in kelime anlamını tam olarak izahtan uzaktır. Çünkü tabirin
bizde karşılığı ‘yorum’ kelimesidir. Veya şu anda bilmediğimiz başka bir kelime
ile ifadesi mevcut ise de ‘deyim’ sözünü tam ifade eden kelimeye rastlamadım.
Önce genel, ve yapısal özelliklerini sıraladıktan sonra bunların yardımı ile
deyimleri tarif etmeye geçebiliriz. Bu özellikleri ise aşağıda sıralanmıştır.
a- En az iki kelimeden oluşur. Tek kelime ile olmaz.
Aballak çevirmek. - Abbas yolcu.- Abdestini vermek. Abtal aşı. -
Abdesthane
çomruğu.
b- Cümle veya cümleciğin yüzeysel anlamından ziyade çoğunlukla denilmek
istenen başka bir yorumları, izahları vardır. (Mecazlıdır)
Adım atmak. - Ağa keyfi bilir. - Ağaçta kozumuz var, evde kızımız
var.
- Ağız ağıza vermek.
c- Kalıplaşmış sözler veya sözcüklerden oluşmuş olduklarından kelimelerin
yerleri değiştirilemezler. (Öyle olursa ifade edilmek istenenden başka anlamlar
çıkar ve bunlar ise istenmeyen, gayeye uygun olmayan, belki de saçma olabilen
söz topluluğudur.)
d- Yine çoğu sanatlı bir şekilde oluşturulmuştur. Cümleciklerin sonlarında
uyaklar olabilir.
Ekmek kalede, it hendekte. - Daim daim düğün olmaz, kâhkeci kapıya
gelmez. - İnek vermiyor, buzağı emmiyor. -İt yer, pisik yer, artanını Yusuf
yer. - Acı acıya, su sancıya. - Aç karnım gurlasın, şal abam
fırlasın.
e- Yorumları dinleyenlerin anlayışlarına göre değişik olsa da esas olanı herkes
tarafından kabul gören bir tanedir. Diğer yorumlar, ifadeler
geçersizdir.
f- Deyimlerden örneği az olmakla bazılarında iki yorum da geçerli olabilir ki
bunlara istisna demek gerekir.
Ağzı uğralı.
g- (b ve c) şıklarındaki özelliklerinden dolayı başka bir lisana çevrilmeleri,
aynı şeylerin ifade edilebilmeleri tam olarak mümkün değildir.
h- Bulunduğu, konuşulduğu toplumun zenginliğini -o toplumun dünya görüşü
ve kendi yaşam şeklini ifade ettiklerinden- ifade ederler.
i- Bazıları yorumları, ifade ettikleri, yapısal durumları nedeniyle atasözü
olarak
kabul gördükleri halde bazı özelliklerinden dolayı deyim olup meşhur sözler
olabilmektedirler.
Aldık, sattık, galleyi kitledik. - Sen ekilirken ben göcektim. - Ne yer
ne yedirir, tükürür murdar eder. - Karıncanın kavmi çıkmış, bir ayağı da
topal.
j- Bazıları yapısal özellikleri dolayısı ile isim tamlaması, bazıları ise sıfat
tamlaması
şeklindedir. Yine bazıları kurallı bileşik sıfat biçimindedir.
İsim tamlamasına örnek: Kan beyin. - Et kafa.
Sıfat tamlamasına örnek: Elden ayrıksı. - İri kesim.
Bileşik sıfat tamlamasına örnek: Ağzının içi yumuş dolu olmak. - Adı
yedi
olmaya yedi olmak.
k- Cümle olarak mastar grubu biçiminde olanları vardır.
Ağzının otunu vermek. - Ağzının tadını bilsen keş
yersin.
l- Cümle biçiminde olanları vardır.
Ah ahısı gitmiş, of ofusu kalmış. - Aha Ali ağa pabucun, ben yalınayak
giderim. Al sana bir kaya, nerene dayarsan daya.
Bütün bu özelliklerinin ışığında deyimler Türk Dil Kurumunun tarifi ile şu
şekildedir: Genellikle gerçek anlamlarından az çok ayrı, kendine göre özgü bir
anlam taşıyan kalıplaşmış söz öbeklerine deyim denilir. (Bu tarife eklenti
olarak;
“Söylendiği topluma uygun söz öbeğidir.” diye ilave edebiliriz.)